Ortaca Lisesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Ortaca Lisesi

ÖĞRETMENLERİYLE ÖĞRENCİLERİYLE VE BAŞARILARIYLA TARİHİN TOZLU YAPRAKLARINA İSMİNİ YAZDIRMAYI BAŞARMIŞ BİR OKULUN RESMİ FORUM SİTESİNE HOŞGELDİNİZ
 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 **** FATİHİN ŞİİRLERİ ****

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
fatih_48




Mesaj Sayısı : 8
Kayıt tarihi : 02/04/08

**** FATİHİN ŞİİRLERİ **** Empty
MesajKonu: **** FATİHİN ŞİİRLERİ ****   **** FATİHİN ŞİİRLERİ **** Icon_minitimeÇarş. Nis. 02, 2008 10:41 pm

Giderek
Hayır Kalbim
Yorulmadım Hayır Hayır
Yıkıl Daha

___________________________

Sen Yoktun Sacların Yoktu
_____________________________________

Yalanlar Bir Çift Göz Olur..

____________________________________________
Yüzünü Dön
Yüzünü Dön
Gülümse Baharıma

_________________________________________

Sadece Susarak Özlüyorum Seni

____________________________________

Hic Sevmedim De

_________________________________________
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
jiyan

jiyan


Mesaj Sayısı : 18
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 20/11/07

**** FATİHİN ŞİİRLERİ **** Empty
MesajKonu: ne şiir ne güzel söz ama çok anlamlı   **** FATİHİN ŞİİRLERİ **** Icon_minitimePaz Nis. 13, 2008 5:38 pm

Japon düsünür Masumi Toyotome’nin sevgi üzerine söyledikleri.
“Dünyada sevilmek istemeyen kisi yok gibidir” diye basliyor Toyotome.
“Ama sevgi nedir, nerede bulunur, biliyor muyuz?” diye soruyor... Sonra anlatmaya basliyor.
“Sevgi üç türlüdür!...” Birincinin adi “Eger” türü sevgi!..
Belli beklentileri karsilarsak bize verilecek sevgiye bu adi takmis yazar...Örnekler veriyor:
Eger iyi olursan baban, annen seni sever. Eger basarili ve önemli kisi olursan, seni severim. Eger es olarak benim beklentilerimi karsilarsan seni severim. Toyotome “En çok rastlanan sevgi türü budur” diyor. Bir sarta bagli sevgi.. Karsilik bekleyen sevgi... “ Sevenin,istedigi bir seyin saglanmasi karsiligi olarak vaâd edilen bir sevgi türüdür bu” diyor yazar... “Nedeni ve sekli bakimindan bencildir. Amaci sevgi karsiligi bir sey kazanmaktir.” Yazara göre evliliklerin pek çogu “Eger” türü sevgi üzerine kuruldugu için çabuk yikiliyor. Gençler birbirlerinin o anki gerçek hâllerine degil, hayâllerindeki abartilmis romantik görüntüsüne asik oluyor ve beklentilere giriyorlar. Beklentiler gerçeklesmediginde, hayâl kirikliklari basliyor. Sevgi, giderek nefrete dönüsüyor. En saf olmasi gereken anne baba sevgisinde bile “Eger” türüne rastlaniyor. Yazar bir örnek veriyor. Bir genç Tokyo Üniversitesi giris sinavlarini kazanarak babasini mutlu etmek için, çok çalisiyor. Okul disinda hazirlama kurslarina da gidiyor. Ama basarili olamiyor. Babasinin yüzüne bakacak hali yok. Üzüntüsünü hafifletmek için bir haftaligina Hakone kaplicalarina gidiyor. Eve döndügünde babasi öfkeyle “Sinavlari kazanamadin. Bir de utanmadan Hakone’ye gittin” diye bagiriyor. Delikanli “Ama baba, vaktiyle sen de bir ara kendini iyi hissetmediginde Hakone kaplicalarina gittigini anlatmistin” diyor. Baba daha çok kizarak, delikanliyi tokatliyor. Çocuk da intihar ediyor. “Gazeteler intiharin anlik bir sinir krizi sonucu oldugunu söylediler, yaniliyorlardi” diyor yazar.. “Delikanli, babasinin kendisine olan sevgisinin yüksek düzeydeki beklentilerine bagli oldugunu anlamisti!...” Insanlar “Eger” türü sevginin üstünde bir sevgi arayisi içindeler aslinda... “Bu sevginin varligini ve nerede aranmasi gerektigini bilmek, bu genç adamin yaptigi gibi, hayati sürdürmekle, ondan vazgeçmek arasinda bir tercih yapmakla karsi karsiya kaldigimizda önemli rol oynayabilir” diyor, Masumi Toyotome... Ilginç degil mi?.. Ikinci türe geçiyoruz: “Çünkü” türü sevgi..
Toyotome bu tür sevgiyi söyle tarif ediyor: “Bu tür sevgide kisi, bir sey oldugu, bir seye sahip oldugu ya da bir sey yaptigi için sevilir. Baska birinin onu sevmesi, sahip oldugu bir nitelige veya sarta baglidir”. Örnek mi? “Seni seviyorum. Çünkü çok güzelsin. (Yakisiklisin!).” “Seni seviyorum. Çünkü o kadar popüler, o kadar zengin, o kadar ünlüsün ki...” “Seni seviyorum. Çünkü bana o kadar güven veriyorsun ki...” “Seni seviyorum. Çünkü beni üstü açik arabanla, o kadar romantik yerlere götürüyorsun ki...” Yazar, çünkü türü sevginin, eger türü sevgiye tercih edilecegini anlatiyor. Eger türü sevgi, bir beklenti sartina bagli oldugundan, büyük ve agir bir yük hâline gelebilir. Oysa zaten sahip oldugumuz bir nitelik yüzünden sevilmemiz hos bir seydir, egomuzu oksar. Bu tür, oldugumuz gibi sevilmektir. Insanlar olduklari gibi sevilmeyi tercih ederler. Bu tür sevgi onlara yük getirmedigi için rahatlaticidir. Ama derin düsünürseniz, bu türün, “Eger” türünden temelde pek farkli olmadigini görürsünüz. Kaldi ki, bu tür sevgi de, yükler getirir insana... Insanlar hep daha çok insan tarafindan sevilmek isterler. Hayranlarina yenilerini eklemek için çabalarlar. Sevilecek niteliklere onlardan biraz daha fazla sahip biri ortaya çiktigi zaman, sevenlerinin, artik ötekini sevmeye baslayacagindan korkarlar. Böylece hayata sonsuz sevgi kazanma gayretkesligi ve rekabet girer. Ailenin en küçük kizi yeni dogan bebege içerler. Sinifin en güzel kizi, yeni gelen kiza içerler. Üstü açik BMW’si ile hava atan delikanli, Ferrari ile gelene içerler. Evli kadin kocasinin genç ve güzel sekreterine içerler. “O zaman, bu tür sevgide güven duygusu bulunabilir mi?” diye soruyor, Toyotome... “Çünkü türü sevgide, gerçek ve saglam sevgi olamaz” diyor. Bu tür sevginin güven duygusu vermeyisinin iki ayri nedeni daha var... Birincisi... “Acaba bizi seven kisinin düsündügü kisi miyiz?” korkusu... Bütün insanlarin iki yani vardir: Biri disa gösterdikleri; öteki yalnizca kendilerinin bildigi... „Insanlar sandiklari kisi olmadigimizi anlar ve bizi terk ederlerse“ korkusu buradan dogar. Ikincisi de... „Ya günün birinde degisirsem ve insanlar beni sevmez olurlarsa...“ endisesidir. Japonya’da bir temizleyicide çalisan dünya güzeli kizin yüzü, patlayan kazanla parçalanmis. Yüzü fena hâlde çirkinlesince, nisanlisi nisani bozup onu terk etmis. Daha acisi... Ayni kentte oturan anne ve babasi, hastaneye ziyarete bile gelmemisler, artik çirkin olan kizlarini... Sahip oldugu sevgi, sahip oldugu güzellik temeli üstüne bina edilmis oldugundan, bir günde yok olmus. Güzellik kalmayinca sevgi de kalmamis. Kiz birkaç ay sonra kahrindan ölmüs...
Japon yazar „Toplumlardaki sevgilerin çogu çünkü türündendir ve bu tür sevgi, kaliciligi konusunda insani hep kuskuya düsürür“ diyor... Peki o zaman, gerçek sevgi, güvenilecek sevgi ne?... Ve iste, sevgilerin en gerçegi!... „Üçüncü tür sevgi, benim ragmen diye adlandirdigim türdür“ diyor yazar. Bir sarta bagli olmadigi için ve karsiliginda bir sey beklenmedigi için eger türü sevgiden farkli bu... Sevilen kisinin çekici bir niteligine dayanip, böyle bir seyin varligini esas olarak almadigi için çünkü türü sevgi de degil. Bu üçüncü tür sevgide, insan „Bir sey oldugu için“ degil, „Bir sey olmasina ragmen“ sevilir. Güzellige bakar misiniz?... Ragmen sevgi... Esmeralda, Qusimodo’yu dünyanin en çirkin, en korkunç kamburu olmasina „ragmen“ sever. Asil, yakisikli, zengin delikanli da Esmeralda’ya çingene olmasina „ragmen“ perestis eder!.. „Kisi dünyanin en çirkin, en zavalli, en sefil insani olabilir. Bunlara ragmen sevilebilir. Tabii bu sevgiyle karsilasmasi sarti ile... Burada insanin, iyi, çekici veya zengin konum edinerek sevgiyi kazanmasi gerekmiyor. Kusurlarina, cahilligine, kötü huylarina veya kötü geçmisine ragmen, oldugu gibi, o haliyle sevilebiliyor. Bütünüyle çok degersiz biri gibi görünebiliyor ama en degerli gibi sevilebiliyor. Japon yazar „Yüreklerin en çok susadigi sevgi budur“ diyor. „Farkinda olsaniz da, olmasaniz da, bu tür sevgi sizin için yiyecek, içecek, giysi, ev, aile, zenginlik, basari veya ünden daha önemlidir.“ Bunun böyle oldugundan nasil emin?.. Hakli oldugunu ispatlamak için sizi bir teste davet ediyor... „Su soruma cevap verin“ diyor: „Kâlbinizin derinliklerinde, dünyada kimsenin size aldirmadigini ve hiç kimsenin sizi sevmedigini düsünseydiniz, yiyecek, elbise, ev, aile, zenginlik, basari ve üne olan ilginizi yitirmez miydiniz? Kendi kendinize ‚Yasamamin ne yarari var’ diye sormaz miydiniz?...
“ Devam ediyor Toyotome... „Su anda en sevdiginiz kisinin sizi sadece kendi çikari için sevdigini anladiginizi bir düsünün.. Dünya birden bire basinizin üstüne çökmez miydi?... O an hayat size anlamsiz gelmez miydi?“ „Diyelim siradan bir hayatiniz var.. Günlük yasiyorsunuz. Günün birinde gerçek, derin ve doyurucu bir sevgi bulacaginizdan umudunuz olmasa, kalan hayatinizi nasil yasardiniz?...“ diye soruyor ve cevapliyor: „Böyleleri ya iyice umutsuzluga kapilip intihar ediyorlar ya da iyice dagitip yasayan ölü hâline geliyorlar.“ Toyotome, hem de nasil iddiali savunuyor „ragmen“ sevgiyi.. „Bugün hayatimizi sürdürebilmenizin nedeni ragmen türü sevgiyi su anda yasamaniz veya bir gün bu sevgiyi bulacaginiza inancinizdir.“ Son sözlerinde biraz umutsuz, Toyotome... „Bu gün yasadigimiz toplumda herkesi doyuracak bu sevgiyi bulmak zor. Çünkü herkesin sevgiye ihtiyaci var.. Kimsede baskasina verecek fazlasi yok“ diye açikliyor... Anlatiyor.. „Yakinimizda olan birinin bu sevgiyi bize vermesini bekleriz. Ama o da ayni seyi baskasindan beklemektedir.“ Peki bu dünyada sevgi ne kadar var?... Yazara göre, açligimizi biraz bastiracak kadar... Ve de yemek öncesi tadimlik gelen istah açicilar gibi.. Bu minnacik tadim, bizi daha müthis bir sevgi açligina tahrik ve tesvik ediyor. Bu minnacik tadim sevgiye ne kadar muhtaç oldugumuzu anlatiyor. Büyük bir hirsla ana yemegin gelmesini ve bizi doyurmasini bekliyoruz.. Hani nerede?.. Hepsi o... Ve asil çarpici cümle en sonda.. „Dünyadaki en büyük kitlik, ragmen türü sevginin yeterince olmayisidir!...“
Sevgi cesaret ister, tabi olarak, bagimli olarak sevemezsiniz ama baglilikla sevebilirsiniz. Sevmeye mecbur oldugunuz için sevemezsiniz; sebep ortadan kakti mi, biriken nefret ortaligi kaplayiverir! Ama, Attilâ Ilhan’in deyisiyle, mecburen severseniz, gerçekten seviyorsunuz demektir. Her seye ragmen, sevmemek elinizden gelmedigi için...
[b]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
**** FATİHİN ŞİİRLERİ ****
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ortaca Lisesi :: Kantin :: Ortaca LİSESİ :: BİT PAZARI :: Şiirler & Güzel Sözler-
Buraya geçin: